top of page

Üniversite Tercihine Doğru


Lise dönemi boyunca bütün bir hayatınız bu sınava bağlıymışçasına çalışıp son düzlüğe geldiniz ve şimdi de yine bütün bir hayatınız bu tercihe bağlıymışçasına bir bölüm ve üniversite seçmeniz bekleniyor sizden.

Verebileceğiniz en doğru kararı vermeye çalışıyorsunuz. En rahat iş bulabileceğiniz, en çok para kazandıran ve “geleceğin meslekleri” olarak adlandırılan mesleklere, bölümlere yönlendiriliyorsunuz. Sınava hazırlandığınız dönem süresince sorulmadığı gibi bu dönemde de pek kimse size “asıl sizin ne istediğinizi” sormuyor ne yazık ki. Herkesçe onaylanmış bir “en akıllıca tercihler” listesi mevcut ve sizden aldığınız puana göre bu listeden bir bölüm, bir üniversite seçmeniz bekleniyor.

En çok yapılan hatalardan biri ise yalnızca üniversiteye ve mesleğe odaklanmak, bu tercihi yapacak olan kişinin özelliklerine hiç bakmamak, bu kişiden bağımsız bir biçimde, o tercihin ne kadar mantıklı olup olmadığını araştırmak. Bu, çoğu zaman artık üniversite ikinci üçüncü ve hatta son sınıfa gelmiş öğrencinin bölümünden yana memnuniyetsiz olmasına ve hala ne istediğinden emin olamamasına sebep oluyor. Kendilerine “seni bu bölümü seçmeye iten motivasyonlar neydi” diye sorulduğunda ise üniversite giriş sınavında aldığı puana göre tercihler yaptığı veya aklında “illa ki okumak istediği bazı üniversitelerde” puanın tuttuğu her bölümü yazmış olduğu şeklinde cevaplar geliyor.

Belki üniversite dönemi içerisinde hala kariyer planını değiştirmek için geç değil, ancak birçok öğrenci kendisini ya geç kalmış hissediyor ya da geldiği mevcut noktadan ayrılmaya cesaret edemiyor. Dolayısıyla var olan seçeneklerimiz üzerine ne kadar erken düşünmeye başlarsak o kadar iyi.

Bu süreçte en çok yapılan hatalara bir göz attığımızda, öncelikli olarak bölüm seçmektense, üniversite seçmenin daha doğru olduğu yanılsaması dikkat çekiyor. Giderek artan statü kaygısı burada da devreye giriyor ve öğrenciler, kendilerini belli bir üniversiteyle tanımlamanın derdine düşüyorlar. “Nerede okuyorsun?” sorusuna vermek istedikleri bir cevaptan yola çıkarak tercih yapıyorlar ve aslında oldukça yanılıyorlar. Bu yanılgıya sıklıkla aile de eşlik ediyor ve “Çocuğunuz nerede okuyor?” sorusuna vermek istedikleri cevaptan yola çıkarak bir takım yönlendirmeler yapıyorlar. Bunun daha pek çok sebebi olabilir, ancak sonuç olarak, bölüm seçimini ikinci plana atmak ve önce üniversiteyi belirlemek sık karşılaştığımız bir hatadır.

Peki, neden öncelikle bölüm seçmeliyiz?

Çünkü üniversite sınavı sonunda yaptığınız tercih yalnızca “okuyacağınız” bölüm ve üniversiteyi belirlemiyor, aynı zamanda bir “meslek” ediniyorsunuz ve dolayısıyla üniversite sonrası yaşayacağınız hayatın temellerini atıyorsunuz.

Okuduğunuz üniversite, aldığınız eğitimin kalitesi açısından oldukça önemli, bu yadsınamaz. Buna ek olarak, belli başlı üniversitelerden mezun olmanın sizi avantajlı duruma getirebileceği ve bazı kapıların daha kolay açılmasına katkı sağlayacağı da bir gerçek, ancak önemli olan sizin o açılan kapıdan geçmek isteyip istemediğiniz.

En sık yapılan hatalardan bir diğeri ise, alınan puana ve sıralamaya göre bölüm tercihi yapmak. Belki de sonuçlar açıklanana kadar hiçbir şekillerde akıllarda olmayan bir bölümün, sırf alınan puanla girilebilecek bölümler aralığına denk gelmesi sebebiyle, o bölümün de listeye eklenmesi.

Çalışmak istenilen alanın az çok belli olduğu durumlarda, başarı sıralamanıza göre kariyer planınızla en uyumlu bölümler arasından bir tercih sırası yapmanız en sağlıklısıdır. Ancak çoğunlukla, tercih yapmak üzere olan öğrencilerin, sıralamalar açıklanana kadar bölüm belirlemekten kaçındıklarını, bu işlemi olabildiğince ertelediğini gözlemlemekteyiz.

Bu iki türlü de karşımıza çıkmakta. Bir grup öğrenci, beklediğinden daha iyi bir sıralama yakalayıp, hiç hayalini kurmadığı bölümleri sırf “puanını boşa harcamamak” adına listenin en başına eklerken, bir grup öğrencinin ise “sırf bir sene daha çalışmak zorunda kalmamak” adına belirlediği listenin çok daha aşağılarına indiklerini görebiliyoruz. Bu tarz seçimler çoğunlukla üniversite öğrenim sürecinde yaşanan hayal kırıklıkları ve pişmanlıklarla sonuçlanıyor.

Okuyacağınız bölümü belirleyecek olan başarı sıralamanız değil, ilgi alanlarınız ve yetenekleriniz olmalıdır. Sizin için doğru olan meslek en çok para kazandıran, en prestijli meslekler olmayabilir. Kendinizi iyi tanıyıp, potansiyelinizi en iyi şekilde değerlendirebileceğiniz alanı bulduğunuz takdirde, mesleki başarı da bunun beraberinde gelecektir ve ancak o zaman elde ettiğiniz başarının size mutluluk getirdiğini görebilirsiniz.

Doğru sıralamayı nasıl sağlayabiliriz?

  • Öncelikli olarak bütün bir hayatınızı gözden geçirin.

  • Nelerden hoşlanırsınız?

  • Hangi alanlarda iyisiniz?

  • Sizi en çok hangi alanlarda överler?

  • Etrafınızın sizinle ilgili en sık kurduğu cümle ne olabilir?

  • Hangi durumlarda akla ilk siz gelirsiniz?

  • Hangi konularda bilgi edinmekten hoşlanırsınız?

  • Ne tarz filmlerden/ kitaplardan hoşlanırsınız?

  • Favori film/ kitap karakterleriniz hangileri?

  • Bu karakterlerin hangi özellikleri size özellikle cazip geliyor?

Bu tarz sorularla kendinizi biraz daha yakından tanıyarak, gelecekte hayatınızda olmasını ve olmamasını istediğiniz şeyleri belirlemeye, hangi alanlarda fark yaratabileceğinizi keşfetmeye başlayabilirsiniz. Bu liste size bazı meslekleri listenizden çıkarmanızda ve bazılarına ışık yakmanızda yardımcı olacaktır.

Spesifik bölümler netleşmese bile en azından çalışmak istediğiniz “alanı” belirlemeniz size oldukça yardımcı olabilir. Bu alandaki bölümlere bir göz atın ve bunların arasından yükselmenize en çok katkı sağlayacak olan bölüme bu aşamada bakabilirsiniz.

Bölümlerin az çok belirginleşmesinin ardından bu bölümleri okuyabileceğiniz, size en kaliteli eğitimi sunabilecek, size en iyi kariyer olanaklarını, sosyal ortamları sağlayabilecek üniversiteleri araştırın.

Gitmeye tereddüt ettiğiniz şehirler, hakkında hiçbir şey duymadığınız, akademik kadrosunun size güven vermediği üniversiteleri listenizden çıkarabilirsiniz. “Bu bölüm olsun da hangi üniversite tutarsa tutsun” anlayışından da uzak durmakta fayda var.

Kendi ilgi ve yeteneklerinizi keşfedebileceğiniz, potansiyelinizi en iyi şekilde gerçekleştirebileceğiniz bir kariyer yolculuğuna çıkmanız dileğiyle…

 

  • Grey Twitter Icon
bottom of page