top of page

ÇOCUKLUĞUMUZUN MESLEK SEÇİMİMİZDEKİ İZLERİ


Meslek seçimi herkes için farklı anlamlar ifade edebilmektedir. Kimimiz için yaptığımız iş sadece bir para kazanma yoluyken, kimimiz mesleklerimizi güç, statü, sosyal kabul ve takdir kazanma yolu olarak görme eğiliminde olabiliriz.

Peki, bizim bir meslekte aradığımız kriterler neler ve bu kriterler nereden geliyorlar?

Herkesin unvanını kazanacağı mesleğiyle ilgili hem kendisine yükleyeceği sıfatlar açısından hem de bu mesleğin sağladığı çalışma ortamı açısından bir takım kriterleri bulunmaktadır.

Örneğin;

  • Kimimiz, mesai saatlerinin net olduğu bir çalışma koşulunu tercih ederken, kimimiz daha esnek çalışma koşullarını cazip bulabiliriz.

  • Kimimiz için iş harici serbest zaman daha kıymetliyken ve bu sebeple pek fazla sorumluluk yüklenmek istemezken, kimimiz için yükselmek fazlasıyla ön plandadır ve bu yükselme arzusu uzun çalışma saatlerini de beraberinde getirir.

  • Kimimizin başarısızlığa, düzensizliğe ve plansızlığa tahammül eşiği oldukça düşükken, kimimiz aksine planlar ve işin gerektirdiği disiplin karşısında gerginlik yaşayabiliriz.

Bu özelliklerin hangilerinin işlevsel olduğu hangilerinin işlev bozucu olduğu konusunda bir netlik söz konusu değildir. Bunun sebebi her insanın biricik olması ve uygun koşullar sağlandığı takdirde her insanın içindeki potansiyeli açığa çıkarabilme gücü olduğuna inanmamızdır.

Ancak şunu söyleyebiliriz ki bu özellikler her meslek için farklı değerlendirilmekte ve bir meslek için oldukça işlevsel görünen bir özellik bir başka meslek için fazlasıyla işlev bozucu bir durum yaratabilmektedir. Hal böyle olunca bizlerin kendi mesleki değerlerimizi iyi tanıyıp, meslek tercihlerimizi doğru ve sağlıklı bir şekilde yapma gibi bir sorumluluğumuz doğmaktadır.

Hali hazırda mesleki tercihini yapmış ve hatta bu meslekte ilerleyen ancak mesleki doyum noktasında sıkıntılar yaşayan kişilerin de geç kalmadığını, kariyer planlamasının hayat boyu sürebilecek bir süreç olduğunu hatırlatmakta fayda var.

Peki, meslek seçimimizde etkili olan faktörler neler?

Öncelikli olarak bakmamız gereken nokta, mesleğimizi gerçekten kimin seçtiği. Bu seçimi bilinçli olarak kendimizin yaptığına inanıyorsak bile dönüp hayatımızdaki önemli kişilere bir bakmakta fayda var.

  • Meslek seçimimizde annemiz veya babamız etkili olmuş olabilir mi?

  • Ya da çok sevdiğimiz bir öğretmenimiz?

  • Bir zamanlar idol olarak gördüğümüz ve belki de şimdilerde unuttuğumuz bir büyüğümüz bizi etkilemiş olabilir mi?

Kimden etkilenmiş olursak olalım, bu etkilenmenin altında çoğunlukla yatan şey ihtiyaçlarımız.

Bu ihtiyaçlarımızı, gereksinim ve duygularımızı ifade özgürlüğü, güven, hareket özgürlüğü, gerçekçi sınırlar ve oyun olmak üzere beş başlık altında toplayabiliriz.

Çocukluk dönemimizde bu ihtiyaçların yeterince karşılanmaması durumunda yetişkinlik hayatımızda, hala var olan bu ihtiyaçlarımızı yok sayma eğilimi gösterebilir; bu ihtiyaçlardan kaynaklı eksikliği yoğun bir şekilde hissetmeye devam edebilir veya eksik kalan yanımıza yönelik aşırı telafi düzeyinde bir tutum sergileyebiliriz.

Bizi bunca etkisi altında bırakan karşılanmamış ihtiyaçlarımız illa ki meslek seçimlerimize de yansımaktadır.

Örneğin;

  • Hareket özgürlüğümüzün kısıtlandığı, tek başımıza bir işe kalkıştığımız anlarda durdurulduğumuz bir çocukluk geçirdiysek yetişkinlik döneminde ebeveynlerimizin beklentilerinin tam tersi yönünde bir meslek seçiminde bulunabiliriz.

  • Ya da karar mekanizmamızın gelişmeye fırsat bulamamış olmasından kaynaklı kendi ilgi, istek ve yeteneklerimizi bir kenara bırakıp, ebeveynimiz hangi mesleği bize uygun gördüyse o mesleği seçme eğiliminde olabiliriz.

  • Eğer ebeveynimiz tarafından koşullu bir şekilde sevildiğimizi fark ettiysek, mesleki başarıyı da bir sevilme yolu olarak görme eğiliminde olabiliriz. Bu sebeple bizi statü anlamında yukarılara çıkarma ihtimali en yüksek meslek hangisiyse onu seçme ihtimalimiz yüksektir.

  • Ya da belki yükselme ihtimalimizin en yüksek olduğu mesleğin hangisi olduğuna da yine ebeveynimiz karar vermiştir.

  • Bunun tam tersi olarak koşullu sevgi gösteren ebeveynimize bir tepki geliştirebilir ve kariyer planlamamızı arka plana atabiliriz.

  • Bizim için gerçekçi sınırlar koymayan bir ebeveyne sahipsek eğer, yetişkinlik hayatımızda da kural kavramına karşı tepkili olabiliriz. Bu durum meslek seçimimize de yansıyabilmektedir. Öyle ki, keskin kuralları olmayan, koşulları daha esnek bir meslek bize daha cazip gelebilir. Ancak bu cazip ortamda dahi yine bir takım kuralların olması kaçınılmazdır ve böylesi kurallara tahammül etme eşiğimizin düşük olması bir takım olumsuz sonuçları da beraberinde getirmektedir.

Karşılanmayan ihtiyaçlarımızın yukarıda anlatılanlara benzer şekillerde peşinden koşmak, aslında zihnimizin bir çeşit hayatta kalma çabasıdır. Ancak bu çabanın bizi doğru rotaya yöneltip yöneltmediğinden emin olamayız.

Çocukluk ihtiyaçlarımızı karşılamaya yönelik seçtiğimiz mesleğin, karakterimize, ilgi ve yeteneklerimize aslında uymuyor olması da muhtemeldir. Bu noktada önemli olan meslek seçimimizi hangi motivasyonla yaptığımızı farkına vararak bulunduğumuz konuma daha tarafsız bir gözle bakabilmek ve gerektiği noktada değişime cesaret edebilmektir.

Konfor alanımızdan çıkmanın bir yolu olarak da zaman zaman dalıp gittiğimiz ama umutsuzlukla vazgeçip sildiğimiz hayallerimize bir göz atmakta fayda var.

 
  • Grey Twitter Icon
bottom of page