top of page

Bu Yaşadığım Bağlılık Mı, Bağımlılık Mı?


"Ayrılırsak buna dayanamam."

"Kendi başımın çaresine bakamam."

"Mahvolurum, hayatım bir daha eskisi gibi olmaz."

"Asla toparlanamam."

"Ondan başkasıyla birlikte olamam."

"O olmadan devam edemem."

"Onun olmadığı bir hayat düşünemiyorum."

"Ondan bir gün bile ayrı kalmaya dayanamıyorum."

"Onsuz hiçbir şey yapmak istemiyorum."

"Onun olmadığı zamanlarda keyif alamıyorum."

"Yanımda kim olursa olsun yine de onu arıyorum."

"Bana sadece o yeter."

Eğer ilişkiniz süresince aklınızdan yukarıdakilere benzer düşüncelerin geçtiğini fark ediyorsanız ilişkide bağlılıktan bağımlılığa doğru bir geçiş aşamasında olabilirsiniz.

İlişkide bağlılık, ilişki doyumunu artıran oldukça kıymetli bir yapıdır ve bu bağlılığın sağlanabilmesi kimimiz için oldukça alışıldık bir durumken, kimimiz için zorlayıcı bir hal alabilmektedir. Ancak bu yazıda ele alacağımız konu sıklıkla bağlılıkla karıştırılan, eşe yönelik bağımlılık konusu.

İlişkimizde sevgilimizle iç içe geçtiğimizi, kendimizi sürekli iki kişi olarak tanımlamaya başladığımızı ve "ben"li cümlelerimizin yerini büyük çoğunlukla "biz"li cümlelerimizin aldığını gözlemliyorsak yaşadığımız şey yüksek ihtimalle bağlılık değil bağımlılıktır.

Bir başkasının varlığı içinde erimek, kendi kararlarımızı, isteklerimizi yok saymak bağımlılığımızın başlıca göstergeleridir ve bu gibi durumlar sonucunda karar verme mekanizmamızın çökmesi olasıdır.

Bağlandıkça ve hayatımızla ilgili kararları bir başkasının almasını bekledikçe karar verebilme becerimiz bu hazırcılıktan zarar görür ve bu beceriden mahrum kalan biz, sevgilimize her defasında biraz daha bağlanırız. Bu kısır döngü kırılmadığı sürece bağımlılığımız her geçen gün daha da kuvvetlenmekte ve bir yerden sonra kendi sesimizden uzaklaşma ve "kim olduğumuz" sorusuna kendi kelimelerimizle cevap veremez hale gelme ihtimaliyle karşı karşıya kalırız.

Peki, bu tarz bir yapı ilişkilerde kendisini nasıl gösterir?

  • Eğer bağlılıktan bağımlılığa doğru bir geçiş aşamasındaysak, arkadaşlarımızdan uzaklaşıp, tüm zamanımızı ve enerjimizi sevgilimize yöneltmemiz olasıdır.

  • Sevgilimizle sürekli temas halinde olma ihtiyacı içerisinde olma ihtimalimiz yüksektir. Örneğin sevgilimizin kısa süreliğine şehir dışına çıkması durumunda dahi buna dayanmakta zorlanabilir ve sürekli arama, mesaj atma vs. şeklinde sevgilimizin bunalmasına sebep olabilecek davranışlarda bulunabiliriz.

  • Tek başımıza hareket etmekte zorlanmaya başlayabiliriz. Örneğin katılmamız gereken bir etkinlik söz konusu olduğunda sevgilimizin bizimle gelememesi halinde planı iptal etme olasılığımız yüksektir.

  • İlişki öncesi bize keyif veren, tek başımıza yaptığımız aktivitelerden artık keyif almamaya başlayabiliriz.

  • Karar verme konusunda büyük zorluklar yaşamamız olasıdır. Önem derecesi ne olursa olsun her adımımızda sevgilimize danışma ihtiyacı duyabilir ve bir yerden sonra bu kararları tamamen onun almasını bekleyebiliriz. Buradaki kritik nokta, sadece fikir almakla yetinmeyip, sevgilimizin bizim için uygun bulduğu kararı sorgusuz sualsiz kabullenme durumudur.

  • Giyim tarzımızı, saç şeklimizi kendi isteklerimize göre değil, sevgilimizin beğenisine uygun olarak düzenleyebilir, sevgilimize danışmadan bu alanlarda dahi bir değişim yapmaya cesaret edemeyebiliriz.

  • Kendimize hiçbir özel alan bırakmayıp hayatımızda olan biten ne varsa sevgilimizle paylaşma ihtiyacı hissedebilir ve aynı paylaşımı sevgilimizden de bekleyebiliriz. Bu durum belirsizlikler karşısında giderek hassaslaşmamıza ve bir anlık soğukluğu dahi tehdit olarak algılamamıza sebep olabilmektedir.

Peki, kendimizde böyle bir yapıyı fark ettiğimizde neler yapabiliriz?

  • Önceki yazılarda da bahsettiğim gibi öncelikli olarak uzaklığı bu derece tehdit olarak algılamaya başladığımız o ilk an üzerine düşünebiliriz. Bu işlev bozucu düşünce yapısını nereden öğrenmiş olduğumuzu bilmek, çözüme yönelik atacağımız ilk adım olacak.

Kökenlerinin çocukluk yıllarımıza dayanıyor olabileceğini ise artık biliyoruz. Her işimize koşan, iyi niyetle olsa bile bir şekilde kendi benliğimizi oluşturmamız için bize fırsat tanımamış veya çocukluk dönemimizde gerekli olan bağlılığı sağlamamıza izin vermeyecek ölçüde bizi ihmal etmiş ebeveynlere sahip olmamız yüksek ihtimaldir.

  • İkinci olarak, hayatımızdaki kişiyi ne derece idealleştirdiğimize bir göz atabiliriz. Gerçekten bizim için en doğru kararı verebilecek kişi karşımızdaki kişi mi yoksa biz miyiz?

  • Üçüncü olarak, her ne kadar tüm zamanımızı sevgilimizle geçirme yönünde yoğun bir isteğimiz hatta ihtiyacımız olsa da sosyal çevremizden kendimizi soyutlamanın pek de sağlıklı olduğu söylenemez. Mümkün olabildiğince sosyal desteğimizi sağlam tutmaya çalışabiliriz.

  • Dördüncü olarak, "tek başına kalma" fikriyle ilgili düşüncelerimizi inceleyebiliriz, belki aralarında pek de geçerli olmayanlar vardır. Kendi kendimize yetemeyeceğimize bizi inandıran şeyin ne olduğunu bulmaya çalışmak bizim için farkındalık yaratan bir yolculuk olabilir.

  • Özel alan oluşturmak, tek başına yapmaktan keyif alabileceğimiz aktiviteler bulmak önemli. İlişki öncesinde yaptığımız ancak ilişki sürecinde bıraktığımızı fark ettiğimiz aktiviteler bize rehberlik edebilir.

  • Bizim bağımlılığımızdan hoşlanan ve bu bağımlılık dolayısıyla kendisini daha güvende hisseden sevgililerimiz de olabilir. Böyle bir durumda ilişkimizin aslında çok iyi gittiği yanılsamasına kapılabiliriz. Ancak bağlılıktan öte bağımlılığın, bizi ilişkimiz süresince her geçen gün daha kırılgan, yaralanmaya daha açık ve uzaklığa tahammül eşiği daha düşük bir hale getirdiğini unutmamamız gerekmektedir.

  • Özet olarak, bağımlılığımızı pekiştirdiğini gözlemlediğimiz davranışlarımızdan vazgeçmeye çabalamak ve ilişki süresince ne yapmaktan vazgeçtiysek onu yapmaya tekrar başlamak, kısır döngüyü kırmamızda bize yardımcı olabilir.

Ancak yaşadığımız her sorunda olduğu gibi, ilk olarak bağımlılığımızın sağlıklı bir durum olmadığını kabullenmemiz gerekmektedir. Bu kabullenişin ardından öncelikli olarak yapmamız gereken şey ise:

"Kendi hayatımızın sorumluluğunu tekrar elimize almaya cesaret etmek."

 

Bir sonraki yazı "İlişkiye Başlama Sürecinde Neler Yaşıyoruz?"

  • Grey Twitter Icon
bottom of page